Almanya'nın en tanınan kulüplerinden biri olan Bayer Leverkusen, sadece kimya devinin adıyla anılmıyor. 1904 yılında Bayer firmasının çalışanları için kurulan bir spor kulübü olarak başladı. İlk yıllarda amatör liglerde mücadele etti, ama çok geçmeden profesyonel futbolun kapısını çaldı.
1904'te Bayer çalışanları, haftasonları futbol oynamak için bir araya geldiler. 1930'larda bölgesel liglerde yer aldı ve 1951'de birinci ligde oynamaya başladı. O zamanlar takımı, mavi-beyaz renkleriyle tanınıyordu. 1963'te Bundesliga kurulduğunda Leverkusen, 2. Bundesliga'ye yükseldi ve burada dört sezon geçirdi.
1979'da Leverkusen, Bundesliga'ya yükseldi ve ilk sezonunda orta sıralarda yer alarak şaşırtıcı bir performans sergiledi. 1988'de taraftarların büyük sevinci, DFB Pokalı'nı kazanmasıyla başladı. Bu zafer, kulübün Avrupa'ya açılan kapısını araladı ve 1988-89 sezonunda UEFA Cup zaferi geldi. O yıl aynı zamanda Lig Şampiyonası'nda ikinci sırada tamamlayarak "Almanların büyük sürprizi" olarak anıldı.
1990'ların ortasında Leverkusen, 'Köprücülerin' (Die Werkself) takma adıyla Avrupa sahnesinde yer almaya başladı. 1993'te UEFA Cup finaline kadar yükseldi, ama finalde Juventus'a yenildi. En büyük anı 2002'de geldi: Bundesliga şampiyonluğu, DFB Pokalı ve UEFA Cup finali aynı sezon içinde. Ne yazık ki şampiyonluk rüyası UEFA Cup finalinde Real Madrid'e kaybederek kırıldı.
2002 sonrası dönem, istikrar ve genç yeteneklere odaklanma dönemi oldu. 2011'de Almanya Kupası ve 2012'de Bundesliga ikinciliği elde edildi. 2019'da Bergisch Gladbach'dan transfer edilen genç yıldızlar ve deneyimli isimlerin dengesi sayesinde takım, 2022'de yeniden UEFA Avrupa Ligi yarı finaline yükseldi.
Bugün Bayer Leverkusen, hem Bundesliga'da her zaman üst sıralarda mücadele ediyor hem de Avrupa kupalarında sürprizler yapıyor. Xabi Alonso'nun teknik direktörlüğüyle taktiksel oyunları daha da gelişti. Genç akademi oyuncuları A takımda şans bulurken, kulüp hem sportif hem de mali açıdan sürdürülebilir bir yapı kurdu.
Leverkusen'in tarihindeki en çarpıcı nokta, büyük bir kimya şirketine bağlı olmasına rağmen sahada bağımsız bir kimlik oluşturmuş olması. Taraftarlar, "Wir sind Werkself!" diyerek takımlarını desteklerken, kulübün köklü geleneği ve modern vizyonu birleşiyor. Gelecek sezonlarda da şampiyonluk yarışına sürüklenmesi bekleniyor ve bu da Leverkusen tarihine yeni bir sayfa ekleyecek.
